![]() |
Özcan ve Sermin Öncü |
Öncü ailesinin köydeki evine misafir olan Al Jazeera Türk’e konuşan Sermin
Öncü, “İşten gelmesini bekliyordum, haberi duyunca bu kadar büyük bir felaketi
beklemiyordum. Herkes bu acıyı unutacak. Acı bizim içimizde kalacak” diye
gözyaşı döktü.
Toprağa verdiği kocası için “Bizi
burada yalnız bıraktı” diyen Öncü şöyle konuştu:
“Kara kömür bizim içimizi karatttı. Memlemetemizde iş yoktu, evlendikten sonra onca sınava girdi ama kazanamadı. Yerin dibine girmesini ben de istemiyordum. Her şeyi denedi, kahvecilik bile yaptı ama olmadı bir türlü. Bana, ‘Onlar için önemli olan kömür. Sen ölmüşsün hiç önemi yok’ diyordu bana. Biz onu destekledik ama Başbakan da bizi yalnız bıraktı.“
“Kara kömür bizim içimizi karatttı. Memlemetemizde iş yoktu, evlendikten sonra onca sınava girdi ama kazanamadı. Yerin dibine girmesini ben de istemiyordum. Her şeyi denedi, kahvecilik bile yaptı ama olmadı bir türlü. Bana, ‘Onlar için önemli olan kömür. Sen ölmüşsün hiç önemi yok’ diyordu bana. Biz onu destekledik ama Başbakan da bizi yalnız bıraktı.“
Yaşadıkları acıyı herkesin
unutacağını ve bunun üzerinden geçeceğini belirten Öncü gözyaşları içinde
sözlerini şöyle sürdürdü:
“Evladımla ben nasıl unutacağız bu acıyı? Bizi burada yalnız bıraktı, yalnız başımıza kaldık. Yavrusuna hiç kıyamazdı. Gece işten gelirdi, sabah erkenden okula götürürdü, yağmurda çamurda yalnız gitmesin diye. Benim evladımı kim götürecek bundan sonra? Herkes unutacak, biz nasıl unutacağız bu acıyı? Herkes evine çekilince biz kalıyoruz çocuğumla başbaşa. Kaç gündür evladıma sarılıp uyuyorum ben. Birbirimize sarılmadan uyumazdık hiç.”
“Evladımla ben nasıl unutacağız bu acıyı? Bizi burada yalnız bıraktı, yalnız başımıza kaldık. Yavrusuna hiç kıyamazdı. Gece işten gelirdi, sabah erkenden okula götürürdü, yağmurda çamurda yalnız gitmesin diye. Benim evladımı kim götürecek bundan sonra? Herkes unutacak, biz nasıl unutacağız bu acıyı? Herkes evine çekilince biz kalıyoruz çocuğumla başbaşa. Kaç gündür evladıma sarılıp uyuyorum ben. Birbirimize sarılmadan uyumazdık hiç.”
Gözünden yaş eksik olmayan gelini, “Her gün saat 6
oldu mu eve gelmesini bekliyorum ben” derken daha fazla dayanamayan Özcan
Öncü’nün babası Mehmet Öncü, hıçkıra hıçkıra, “Ciğerlerimizi dağladı,
yüreklerimizi parçaladı, ocağımıza su döktü” diyerek söze başladı.
Ölen oğlunun 9 yıllık madenci olduğunu belirten Mehmet
Öncü, “Benim 3 oğlum var, ikisi madenciydi. Özcanım’ın cenazesini ortanca oğlum
Hüseyin gidip getirdi, o da madenci. Daha geçen mart ayında emekli oldu. O da
kendi oğlunu madene koydu. Ne yapacağız evlat? Tarımı bitirdiler, ne eksek para
etmiyor. Dometesin kilosunu 40 kuruşa alıyorlar, maliyetini kurtarmıyor. Biz de
istemiyoruz çocuklarımız yerin dibine girsin ama başka imkan mı bıraktılar?”
diye isyan etti.
Kardeşinin cenazesini kucaklarken kollarında derman
kalmadığını söyleyen, eline verdikleri defin kağıdını gösteren Hüseyin Öncü de,
“20 yıl çalıştım, ölümü hiç düşünmedim. Biz özel sektöre karşı değiliz ama, bu
kadar vahşi çalışma olmamalı. Çok sıkı denetim olmalı. Bakan başka sebep
söylüyor, işletmeci başka. Biz kime inanacağız? Ben evime kanla irinle ekmek
getirdim. Daha mart ayında emekli oldum şimdi oğlumu gönderiyorum madene.
Burası bizim ekmek kapımız başka çaremiz yok” diye konuştu.
Devletin ve özel sektör
yöneticilerinin madencileri insan yerine koymadığını düşündüğünü vurgulayan
Öncü, gözyaşları içinde şöyle devam etti:
“Bizi insan yerine koysalardı, böyle büyük bir felaket olur muydu? Dışarıdaki bir köpek kadar toprağın altına giren madenciye kıymet verdikleri yok. Hep haydi, haydi, daha fazla. Hep daha fazla kaz diyorlar. Ne oldu şimdi? Kardeşimi, botlarını ve tulumunu teslim ettiler. Dün de sigortadan geldiler toplam 3 bin 614 günü varmış saydık. Aldığı para bin 500 lirayı geçmiyordu. Aslan kardeşim gitti, kardeşlerim gitti, hiç değilse dürüst olsunlar kaç kişi öldü doğru bilgi versinler, insanların acısını artırmasınlar.”
“Bizi insan yerine koysalardı, böyle büyük bir felaket olur muydu? Dışarıdaki bir köpek kadar toprağın altına giren madenciye kıymet verdikleri yok. Hep haydi, haydi, daha fazla. Hep daha fazla kaz diyorlar. Ne oldu şimdi? Kardeşimi, botlarını ve tulumunu teslim ettiler. Dün de sigortadan geldiler toplam 3 bin 614 günü varmış saydık. Aldığı para bin 500 lirayı geçmiyordu. Aslan kardeşim gitti, kardeşlerim gitti, hiç değilse dürüst olsunlar kaç kişi öldü doğru bilgi versinler, insanların acısını artırmasınlar.”
Öncü’nün Balıkesir’de cezaevinde görevli büyük ağabeyi
Önder Öncü de doğru bilgi aktarılması gerektiğini söyledi, “Televizyon alt yazı
geçiyor, 360 kişi tahliye oldu diye. Biz de sandık ki kurtulmuşlar, meğer
cenazelermiş. Ha işte o 360 kişi içindeydi benim kardeşim. Temiz aldık biz
kardeşimizi çok şükür. Çünkü ilk çıkarılanlar sağlam cenazelerdi. Allah’tan
tesellimiz kardeşiminiz cesedeni yek vücut, temiz aldık. Diğerlerine Allah
sabır versin” diye konuştu.
Kaynak: Al Jazeera Türk - 17 Mayıs 2014 (Murat Eğilmez)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder