18 Mayıs 2014 Pazar

Rıdvan Koçhan

Rıdvan Koçhan - Soma

Rıdvan Koçhan
Rıdvan Koçhan'ın cenaze ilanı:

Avdan Mahallesi sakinlerinden Rıdvan KOÇHAN Maden kazasında vefat etmiştir. Cenazesi Aşağı Avdan Mahallesi mezarlığına defnedilecektir.
Dost ve Yakınlarına Duyrulur.
Merhuma Allah’tan Rahmet,Ailesine Başsağlığı Dileriz.

Kaynak: Soma Belediyesi Web Sitesi 

Maden ocağı faciasından çıkışa yakın olan Yusuf Koçhan kurtulmayı başardı, ancak kardeşi Rıdvan Koçhan o kadar şanslı olamadı. Rıdvan Koçhan, facia sırasında çıkışa 50 metre kala yere düştükten sonra yaşamını yitirdi. Ağabey Yusuf Koçhan, kardeşinin cenazesine kendisinin ulaştığını belirterek, işçilerin ihmal sonucu öldüğünü söyledi. Manisa’nın Soma ilçesindeki kömür ocağında meydana gelen faciada ölen maden işçisi sayısı 301’e çıkarken, maden ocağındaki arama kurtarma çalışmaları da sürüyor. Bu işçilerden biri de 4 çocuğu olan Rıdvan Koçhan. Mardin’ın Kızıltepe ilçesinden 20 yıl önce göç ederek Soma’ya gelen Koçhan ailesi fertleri, ilçede tüm iş kaynaklarını dener, sonra kömür ocağında çalışır. Ağabeyi Yusuf Koçhan 5 yıl, Rıdvan ise 1 buçuk yıldır çalışıyordu kömür ocağında. Koçhan ile ağabeyi Yusuf Koçhan, o gün birlikte madende çalışırken, Yusuf kurtulmayı başardı, Rıdvan yaşamını yitirdi.

Kaynak: Besatanuce1 - 17 Mayıs 2014

"Oğlumu göremedim ben" diyor Mardinli İbrahim Amca. Karışıklıkta kaybolmuş cenaze, tartışmış görevlilerle, sonunda yolları Kırkağaç kavun deposuna düşmüş. Tanımış orada Rıdvan’ı, oğlunu. "93 numara vermişler oğluma" diyor acıyla...

Oğlumu göremedim ben” diyor Mardinli İbrahim Amca. Çıkarmışlar madenden, üstünde battaniye, sahte bir oksijen maskesi. Karışıklıkta kaybolmuş cenaze, tartışmış görevlilerle, sonunda yolları Kırkağaç kavun deposuna düşmüş. Tanımış orada Rıdvan’ı, oğlunu. 93 numara vermişler oğluma” diyor acıyla, çevremizde dolaşan 3-4 yaşlarındaki sarışın küçük oğlanın başını okşayarak. Küçük oğlanın adı Ali, madende can veren Rıdvan Koçan’ın en küçük çocuğu, ondan ayrı üç de kızı varmış Rıdvan’ın, şimdi hepsi babasız.

Kendisi gibi madenci olan kardeşi anlatıyor: “Dayımın oğlu madenci değil ama giydi kaskı, taktı lambayı, indik aşağıya ikimiz. Önce sokmadılar ama daldık işte. Dayımın oğlu sırtında çıkardı ağabeyimin cesedini. Ben aldım sonra, beraber taşıdık.” O ara kaybolmuş işte Rıdvan’ın cenazesi. Baba İbrahim Amca dirayetli adam. Babasız kalmış torununu severken gözleri dalıyor yine de, henüz otuz yaşındaki bir evladı kaybetmek kolay değil. “Madene ihtiyacımız yoktu bizim” diyor, “Kaç kere dedim gitme oğlum diye borçlarını ben ödeyeyim, gitme dedim ama dinlemedi.” Evin önünde bahçedeyiz, taziye için gelen gidenler var; şirkete, AKP’ye, her şeye öfkeli İbrahim amca, dimdik söylüyor sözlerini, gurbet ellerinde nasıl horlandıklarını, ayrımcılığı anlatıyor, ciğeri yanıyor bir taraftan. En çok da AKP yanlısı şu malum kurumların ikide bir gelip uyduruk yardım paketleri getirmesi; kovmuş hepsini sonunda, “Beni niye rencide ediyorlar?” diyor, “Sanki ben kimseye avuç mu açmışım, dilenci miyim ki kapımı çalıyorlar?” Mardin’den geldiği zamanlara da lanet ediyor biraz. Küçük Ali bu arada amcasının kollarında sızıp kalıyor. Ben kalkıyorum bir vakit sonra, yola düzülüyoruz; geride abisinin cansız bedenini sırtında taşıyıp çıkarmış genç bir adam, oğul yitirmiş bir baba ve yandaki soluk fotoğraf kalıyor... Bir de numara: 93 numaralı cenaze artık o devlet için!


Kaynak: Özgür Gündem - 18 Mayıs 2014



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder